RumyGezi
ANASAYFA KONAKLAMA İLÇELER ULAŞIM GEZİLECEK YERLER
LİNKLER BEDESTENLER VE ÇARŞILAR

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

CAMİLER VE KLİSELER

HANLAR

İÇKALE

KAPLICALAR

KÖPRÜLER

MESİRE VE PİKNİK ALANLARI

MÜZELER VE ÖRENYERLERİ

SURLAR

DİCLE ÜNİVERSİTESİ PİKNİK ALANI ------- GAZİ KÖŞKÜ PİKNİK ALANI ------- KARA KÖPRÜ PİKNİK ALANI ------- KENT MEYDANI PİKNİK ALANI

logo

GAZİ KÖŞKÜ PİKNİK ALANI

Gazi Köşkü, Diyarbakır’ın en etkileyici tarihî mekânlarından biridir ve şehrin hem mimari zenginliğini hem de Cumhuriyet tarihindeki özel yerini gururla yansıtır. Dicle Nehri kıyısındaki Hevsel Bahçeleri’ne hâkim konumuyla büyüleyici bir manzara sunan köşk, Diyarbakır'ın doğal güzelliğini tarihin derinliği ile bir araya getirir. Zamanın yavaş aktığı, tarihin sessizce konuştuğu bu mekân, hem mimari dokusu hem de taşıdığı hatıralarla ziyaretçilerini adeta geçmişe yolculuğa çıkarır.
Köşkün yapımı 15. yüzyılın sonlarına, Akkoyunlu Beyliği dönemine dayanır. Siyah bazalt taşının estetik bir yorumla kullanıldığı bina, Diyarbakır taş mimarisinin en nadide örneklerinden biri olarak kabul edilir. Şehrin kültürel kimliğinin temel taşlarından olan bazalt işçiliği, köşkün duvarlarında ustalıkla hayat bulmuştur. Köşkün planı, geniş eyvanları, kemerli yapısı ve iki katlı düzeni ile geleneksel Diyarbakır evlerinin zarafetini yansıtır. Dışarıdan sade görünen bu yapı, içeride ferah odalar, geniş pencereler ve Dicle Vadisi’ne açılan muhteşem terasıyla ziyaretçilerini büyüler.
Gazi Köşkü’nün en önemli özelliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1916 yılında, Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde burada konaklamış olmasıdır. I. Dünya Savaşı yıllarında Doğu Cephesi’nde önemli stratejik görevler üstlenen Atatürk, şehirde kaldığı süre boyunca birçok askeri planlamayı bu köşkte yürütmüştür. Bu nedenle yapı, halk arasında uzun yıllar “Atatürk Köşkü” olarak anılmış ve milli hafızada özel bir yer edinmiştir.
Atatürk’ün burada geçirdiği zaman, şehrin tarihine sadece askeri anlamda değil; sosyo-kültürel açıdan da izler bırakmıştır. Köşkün duvarları, dönemin ruhunu ve Atatürk’ün Güneydoğu Anadolu’ya dair stratejik bakışını yansıtan sessiz birer tanık gibidir. Bu yönüyle yapı, yalnızca mimari bir eser olmanın ötesinde, Türkiye’nin modernleşme sürecinin kıymetli duraklarından biri olarak kabul edilir.
Bugün Gazi Köşkü, restore edilerek müze niteliğinde ziyarete açılmıştır. İçinde Atatürk’ün kullanmış olduğu eşyaların replikaları, dönem fotoğrafları ve tarihi belgeler sergilenmektedir. Ziyaretçiler, köşkün odalarını gezerken hem Atatürk’ün izini sürer hem de bir medeniyetler kenti olan Diyarbakır’ın tarihsel atmosferini hisseder. Köşkün terasına çıktığınızda ise Hevsel Bahçeleri’nin yeşil dokusu, Dicle Nehri'nin dingin akışı ve Diyarbakır’ın kadim surları gözlerinizin önüne serilir.
Gazi Köşkü, günümüzde sadece tarih meraklılarının değil; aynı zamanda doğa ve fotoğraf tutkunlarının da uğrak noktasıdır. Güneşin doğuşu ve batışı sırasında köşkten izlenen manzara, ziyaretçilerine tablo güzelliğinde görüntüler sunar. Bu nedenle köşk, hem doğa ile baş başa kalmak isteyenlerin hem de kültürel keşif arayanların vazgeçilmez bir adresi olmayı sürdürmektedir.
Diyarbakır'a yolu düşen herkesin mutlaka görmesi gereken bu köşk, hem tarihin ruhunu taşır hem de şehrin sakin nefes duraklarından biri olarak zamana meydan okumaya devam eder.